Konkordato Nedir? Konkordato Süreci: Amaç, İşleyiş ve Etkileri

Konkordato, borçlunun mali durumunu iyileştirmek amacıyla öngörülmüş bir yeniden yapılandırma usulüdür. Borçlu, alacaklılarıyla belirli bir plan çerçevesinde anlaşarak borçlarını ödeme taahhütünde bulunduğu ve mahkeme denetiminde yürüyen bir süreçtir. Bu müessese, işleri kötü gitmiş, ödeme gücünü kaybetmiş ancak iyi niyetli (dürüst) borçluları korumaya yöneliktir. Mahkeme tasdikiyle bağlayıcı hale gelen konkordato anlaşması, borçlunun iflastan kurtulmasını ve alacaklıların belirli bir tenzilat veya ek süre ile alacaklarına kavuşmasını amaçlar. 2018 değişikliğiyle konkordato talep hakkı olan taraflar, “borçlarını ödeyemeyen borçlular ile iflas talebinde bulunabilecek her alacaklı” şeklini almıştır. Böylece tacir olmayan gerçek kişilerin konkordato ilanı da mümkün hale gelmiştir.

Başvuru Şartları ve Sürecin İşleyişi

Konkordato süreci, borçlu veya ilgili alacaklı tarafından ticaret mahkemesine (asliye ticaret) yapılan başvuru ile başlar. Mahkeme başvuruyu inceleyerek eksik belge var ise tamamlatır. Ardından şu aşamaları izlemek gerekir:

  • Başvuru ve İnceleme: Borçlu veya alacaklı, konkordato talebiyle mahkemeye başvurur. Mahkeme, projeyi ve sunulan belgeleri inceler; borçlunun iyi niyetini sorgular. Borçlunun amacının sadece icra takiplerini durdurmak veya alacaklıları zarara uğratmak olduğu anlaşılırsa, ret kararı çıkar.
  • Komiser Ataması: Mahkeme, konkordato başvurusunu kabul ederse bir (ve gerekirse üç) geçici konkordato komiseri görevlendirir. Komiser, borçlunun güncel bilançosunu ve mali durumunu inceleyip rapor hazırlar. Alacaklılar Kurulu da komiserin raporunu denetler.
  • Geçici Mühlet Kararı: Mahkeme ilk etapta kural olarak üç aylık geçici mühlet süresi tayin eder. Bu sürede borçlu, komiser ve alacaklılarla birlikte borçların yapılandırma projesi üzerinde çalışır. Geçici mühlet süresi sonunda, borçlu veya komiserin mahkemeden iki ay daha uzatma talebinde bulunması mümkündür. Bu durumda mahkeme uygun görürse süre toplam beş aya kadar uzayacaktır.

Bu aşamalar sonunda ortaya çıkan konkordato projesi ve komiser raporu ile birlikte kesin mühlet için duruşma günü belli olur. Geçici mühlet kararları çekişmesiz yargı niteliğinde olup kanun yoluna başvuru mümkün değildir.

Konkordato Geçici Mühleti ve Sonuçları

Geçici mühlet kararının ilanıyla süreç fiilen işler hale gelir. Bu dönemde borçluya geçici bir koruma sağlanır ve çeşitli hukuki sonuçlar ortaya çıkar. Özellikle; yeni takip açmak mümkün olmaz. Ayrıca daha önce başlamış tüm takip işlemleri durur. Bunun yanında ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizler uygulanamaz; zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeyi bırakır. Kısacası, borçluya yönelik takip faaliyetleri konkordato kesinleşinceye kadar askıya alınır.

Rehinli alacaklılar için bazı istisnalar mevcuttur. Rehinli alacaklıların, rehin konusu taşınır veya taşınmaz mal üzerinde muhafaza tedbirleri dışındaki haciz yoluna başvurmları mümkündür. Ancak rehinli malın satışı bu süre içinde gerçekleşemez. Ayrıca, konkordatoda aksine hüküm olmadıkça, kesin mühlet başlangıcından itibaren rehinsiz alacaklara faiz işletmek mümkün değildir. Bu düzenlemeler, bu süreçte borçluya nefes aldırırken alacaklıların menfaatini de korur.

Geçici mühlet sonunda mahkeme, kesin mühlet (bir yıl) kararı vermeden önce borçlu, komiser ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya çağırır. Duruşmada komiser raporu okunur. Bunun üzerine taraflar görüşlerini sunar. Mahkeme itirazları dikkate alarak projenin başarılı olup olmayacağına karar verir.

Konkordato Teklifi ve İçeriği

Konkordato teklifi, borçlunun borçlarını ödeme şekli ve şartlarını içerir. Tipik olarak şu unsurları barındırır:

  • Ödeme Planı: Borçlunun, alacaklılarına belirli vadelerde (örneğin 24, 36 ay gibi) ödeme yapma taahhüdü veya borç miktarı üzerinden belirli oranlarda indirim (tenzilat) önerisi.
  • Finansal Belgeler: Borçlunun güncel bilançosu, gelir-gider tabloları, kasa ve banka dökümleri ile nakit akış projeksiyonu gibi mali veriler. Bu belgeler, teklif edilen planın gerçekçi olup olmadığını gösterir.
  • İşletme Tasarrufu: İşletmenin faaliyetinin sürdürülmesi için alınacak tedbirler; bazı sözleşmelerin devri veya feshi; personel maliyetleri gibi kalemler. Örneğin konkordato, borçluya işletmeyi belli koşullarda devam ettirme imkanı sağlar. Böylece borçlunun gelir elde edip borçlarını ödeme kapasitesi artmış olur.

Hazırlanan teklif, komiser raporu ve alacaklıların toplantısında oybirliği ile kabul edilirse mahkemeye onaya sunulur. Projenin geçerli sayılması için adi alacaklıların en az dörtte birinin (ve borçlunun toplam borcunun yarısından fazlasının) oybirliği gerekir (İİK m. 302). Tasdik edilmeyen projeler ileri aşamaya gidemez.

Alacaklıların Hakları ve Kanuni Sonuçları

Bu süreçte alacaklılar, haklarını korumak için çeşitli yasal mekanizmalara sahiptir. Öne çıkan hak ve sonuçlar şunlardır:

  • Takip ve Hukuki İşlemlerin Askıya Alınması: Geçici mühlet boyunca alacaklılar, borçlu aleyhine İcra ve İflas Kanunu ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu kapsamında (6183 sayılı Kanun dahil) yeni takip yapamaz. Zaten başlamış tüm takipler, ihtiyati tedbir ve hacizler durur. Böylece alacaklılar takip haklarını konkordato sürecine kadar ertelemiş olurlar. Bu durum, konkordato takip yasağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Konkordato takip yasağı üzerine şu yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
  • Zamanaşımı Durması: Konkordato mühleti içinde, kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeyi bırakır. Bu sayede alacaklı, konkordato süresince zaman aşımı riskinden altında değildir.
  • Rehinli Alacak: Rehinle teminatlı alacaklılar takip başlatmakta serbesttir. Ancak rehinli mal satılamaz. Ayrıca tasdiki bekleyen süreçte, faiz uygulaması konkordato projesi tarafından düzenlenir (aksi öngörülmemişse yeniden faiz işletilmez).
  • İtiraz ve Karar Hakkı: Alacaklılar, konkordato tasdik veya reddi kararlarına itiraz edebilir. İtiraz eden alacaklılar, kesinleşen kararı öğrendikleri tarihten itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir; bölge adliye mahkemesinin kararı ise yine on gün içinde Yargıtay’a temyiz edilebilir. Konkordato tasdiki kararı verildikten sonra alacaklılar Kurulu ve komiser raporunu inceleyerek haklarını arar.
  • Eşitlik ve Adalet İlkesi: Tasdik edilen projede eşit alacaklılara eşit muamele esastır. Varlıkların yüksek veya düşük gösterilerek alacaklıların kayırılması eşitlik ilkesine aykırıdır.

Bu haklar sayesinde alacaklılar, konkordato sürecine aktif olarak katılma şansı bulur. Bu sayede teklifleri sağlıklı şekilde değerlendirir ve mahkeme kararlarını takip eder. Güncel içtihatları incelemek isteyen ilgililer, Yargıtay Bilgi Sistemi veya çeşitli “Yargıtay kararı arama” portalları kullanmalıdırlar. Özellikle Yargıtay Karar Arama portalı bu konuda ücretsiz bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz de aşağıda konuyla alakalı bazı içtihat kararlarını sıralıyoruz.

Mahkeme Kararları ve Yargıtay İçtihatları

Konkordato süreçlerinde mahkeme kararları, İcra ve İflas Kanunu hükümleri ile Yargıtay içtihatları ışığında şekillenir. Öne çıkan bazı Yargıtay kararları şunlardır:

  • Teklif Orantısı: Bir kararda, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi “teklif edilen ödeme borçlunun kaynakları ile orantılı olmalıdır” diyerek, mal varlığını yüksek gösterip alacaklıları yanıltan bir konkordato projesinin tasdikini bozmuştur. Borçlunun varlıkları borca batık olmadığı halde alacaklıların menfaatini riske atan bir plan kabul edilemez bulunmuştur.(Yargıtay 6. HD 2023/36 E. 2023/875 K.)
  • Vade ve Ödemesiz Dönemler: Başka bir kararında Yargıtay, aşırı uzun vadeler içeren konkordato tekliflerinin borçlunun kaynaklarına uygun olmadığını ifade etmiştir. Örneğin 36 aya ek 12 aylık ödemesiz dönem öngören bir planda, borçlunun kaynakları ile uyumsuzluk ortaya çıkmıştır. Bu durumda; tasdik kararı oybirliğiyle bozulmuştur. Bu içtihad, konkordatonun borçlu lehine aşırı uzun sürelerle “ucuz kredi” yoluna dönüştürülmemesi gerektiğini vurgular.(Yargıtay 6. HD 2023/740 E. 2023/874 K.)

Bu kararlar, konkordato tasdiki sırasında dikkat edilmesi gereken ölçütleri ortaya koyar. Hukuki değerlendirme için Yargıtay kararları “Yargıtay kararı arama” sistemleri veya hukuk portallarından takip edilmelidir.

Kötüye Kullanım ve Cezai Yaptırımlar

Konkordatonun dürüst bir yapılandırma süreci olması öngörüldüğünden, kötüye kullanımı cezai sonuç doğurabilir. Borçlu, finansal durumunu gerçeğe aykırı beyanlarla gizler veya konkordato mühletinden sadece icra takiplerini durdurmak için faydalanırsa, mahkeme başvuruyu reddeder. Kanun, konkordatonun kötüye kullanılmasını önlemek için de tedbirler öngörür.

Türk Ceza Kanunu’nun 161. ve 162. maddeleri “iflas ve konkordato suçu” ile “iflâsa ya da konkordatoya aykırı davranışlar” suçlarını düzenler. Buna göre, borçlunun mal varlığını hileli tasarruflarla azaltması, defter ve belgeleri gerçeğe aykırı tutması ya da icra takibini kasten yanıltıcı biçimde düzenlemesi cezaya tabidir. Örneğin Yargıtay 8. Ceza Dairesi, konkordato sürecinde hileli beyan tespit edilen sanığın beraat kararını delil yetersizliğinden bozmuş, TCK 161/162 kapsamında ceza incelemesi gerektiğini belirtmiştir.

Ayrıca konkordato komiseri, mahkeme ve alacaklıları yanıltacak davranışlar karşısında Cumhuriyet Savcılığı’na başvurabilir. Kısacası, konkordato sürecinde dürüstlük esastır; suistimal tespit edilirse kanunî yaptırımlar (görevi kötüye kullanma, hileli iflas vb.) gündeme gelir.

Konkordato uygulaması, hem borçlu hem de alacaklıların çıkarlarını dengelerken hukuka ve dürüst davranış kurallarına uygun yürütülmelidir. Bu kurumda tarafların aktif katılımı ve yargının titiz denetimi ile borçların yapılandırılması sağlanır. Süreç boyunca ortaya çıkan mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatları, konuyu takip edenlere rehberlik eder.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir