Avukatın Güveni Kötüye Kullanması ve Hukuki Sonuçları

Avukatlık mesleği, adaletin yerini bulmasında önemli bir vasıtadır. Bu vasıtanın düzgün çalışması ve kamu vicdanını yaralamaması önemlidir. Bu yüzden, avukatlıktan kaynaklı vekalet ilişkisinin kötüye kullanımı ceza hukukunda da önemli bir yer tutar. Avukatın güveni kötüye kullanması, özellikle önem arz eden bir durumdadır.

Hukuk sistemimizde vekalet ilişkisi, avukat ile müvekkil arasındaki güvene dayalı bir ilişkidir. Ancak bazı durumlarda avukatlar, müvekkillerinin haklarını ihlal edebilecek eylemlerde bulunabilmektedir. Bu gibi durumlarda, güveni kötüye kullanma suçu gibi hukuki sonuçlar gündeme gelmektedir. Bu yazımızda, konuyla alakalı Yargıtay kararlarını inceliyoruz.

Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Yargıtay Kararları

Ceza Genel Kurulu 2021/43 E. , 2021/287 K.

CGK bu kararında, avukatın müvekkilinin parasını mal edinmesi halinde “güveni kötüye kullanma suçu” oluşacağını belirtmektedir. Kurul, bu durumda zimmet suçunun oluşmayacağını açıkça vurgulamıştır. Yani avukatın güveni kötüye kullanması, kamu hizmeti gerçekleştirdiği Avukatlık Kanunu’nda hüküm altında olsa da zimmet suçunu oluşturmaz.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 14.01.2014 tarihli Kararı (2012/1294 E., 2014/377 K.)

Bu karara konu olayda, bir avukat müvekkilinin alacağını tahsil etmiştir. Ne var ki bunu müvekkiline bildirmemiş ve alacaktan feragat ederek çek aslını geri almıştır. Tahsil edilen 7.454,42 TL, müvekkilin eline geçmemiştir. Bu yüzden Yargıtay’a göre avukat bu parayı mal edinmiş olup, mahkeme fiili zimmet olarak değerlendirmiştir. Ancak, güveni kötüye kullanma suçu kapsamında mahkumiyet hükmü kurulması gerekmektedir. Bu nedenle karar Yargıtay tarafından bozulmuştur.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 16.02.2016 tarihli Kararı (2013/25163 E., 2016/1673 K.)

Bu karar, avukatın müvekkiline ait bir miktar parayı tahsil edip ona ödememesini içermektedir. Ayrıca avukatın müvekkil adına açması gereken tazminat davasını açmaması da kararda yer almıştır. Bunun yanında avukatın, sigorta şirketinden tahsil ettiği tazminatı müvekkiline ödememesi de karşımıza çıkmaktadır. Yargıtay, avukatın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğini belirterek mahkumiyet kararını onamıştır.

İş hukuku üzerine yazılarımıza da ilgili sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Haklı Azil ve Vekalet Ücretine Etkisi

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 18.05.2015 tarihli Kararı (2015/6488 E., 2015/16028 K.)

Bu kararda avukat, müvekkiline ait tahsil ettiği paranın bir kısmını 4 ay boyunca ona teslim etmemiştir. Ayrıca kalan kısmı ise hiç ödemediği tespit edilmiştir. Ayrıca, müvekkilinin takip edilmesini istediği davaları takipsiz bıraktığı belirlenmiştir. Mahkeme, avukatın bu davranışlarını “vekalet görevini özenle ve sadakatle yerine getirmeme” olarak değerlendirmiştir.

Yargıtay, vekalet görevini ihlal eden avukatın azlinin haklılığına ve vekalet ücreti talep edemeyeceğine hükmetmiştir. Azil tarihi itibarıyla henüz kesinleşmemiş olan davalar için avukatın vekalet ücreti alamayacağı belirtilmiştir.

Sonuç

Yargıtay içtihatları doğrultusunda, vekalet ilişkisini kötüye kullanan avukatlar, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle hüküm giymektedir. Ayrıca müvekkilin haklı azil hakkı doğmaktadır. Bu tür durumlarda, avukatın vekalet ücreti talep etme hakkı bulunmamaktadır. Müvekkiller, vekalet ilişkisi içinde avukatlarının mali işlemlerini yakından takip etmelidir. Bu sayede fark ettikleri herhangi bir usulsüzlük halinde hukuki yollara başvurmalıdır.

Haklarınızı öğrenmek ve farklı konularda bilgi almak için Yazılarımız sayfamızı da incelemenizi öneririz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir